Wednesday, April 29, 2009

london

Herşey ters gidiyordu
geceler erken bitiyordu
ağlayacağı yerde yüzü gülüyordu
kalbi hızla atıyordu
sessizce haykırdı !!
Umutsuzca ters gidiyordu.

istanbul

Dipsiz sessizlik,
kendini sorguluyor
sokaklar boşalmış
içi içine sığmıyor.
sessizce yürüdü
yol gözünde büyüdü
bir gün bakındı
sokak lambası sönmüştü
karanlıklar arasında
gölgeleri sayıyordu
sessizce büyüdü
iki yakası bir araya gelmiyordu
içi dolup taşıyordu
rüzgar tenini serinletiyor
göz yaşları kesilmiyordu
sıcaklamıştı ancak ağlamadan edemiyordu
haykırıyordu adını,
İSTANBUL!!!

Sunday, April 26, 2009

Öyle bir krep yedim ki!!!


kendimden geçtim, yediğim krepe hayran kaldım.. nereden mi bahsediyorum, Cafe creperie, Londra da 2 şubesi bulunan, enfes krepleriyle ve ufacık mekanıyla, sizi mutlu eden yer..
2001 de ilk olarak South kensington açılmış. Fransız usulü krepleri ve 1800lerden kalma dekorasyonuyla, ufak bir fransız kafesi havasında. dün yediğim, new york stili krep ve strawberry cream krepleri enfesti. menüsünde binbir çeşit krep, salata ve tatlı seçenekleri mevcud. gidin deneyin. unutmadan 2.şubesi de Marylebone da..
web sitesi: www.kensingtoncreperi.com

The Camden Crawl


The Camden Crawl (www.thecamdencrawl.com), cuma ve cumartesi Londra da camden bölgesinde düzenlenen festival. Şehrin bir semtinde bulunan mekanlarda çeşitli konserlerin ve etkinliklerin yapıldığı 2 gün boyunca, sıraya girmekten konsere koşuşturmaktan baska güzel müzik dineleyebiliceğiniz birkaç mekan var. roundhouse, Koko, Electric ballroom, vb. havanın güzel olması, en büyük şansımızdı. Kasabian ve the view, roundhouse birbirine kattı. Madness, Yeah Yeah Yeahs, Echo & the bunnymen, The XX, The Computers, diğer güzel konserlerdi.
O kadar çok sıra bekledik ki bazen festivalin adının Camden Que olarak değiştirilebileceği bile herkesin dilindeydi. Sonuçta, birçok ingiliz grubunu görmek güzel oldu. Birde, şu konserlere erken gitmeye alışmam lazım. İlk gün, tembellikten birçok konserin sonuna yetiştik. İngilizler gibi paşa paşa gideceksin erkenden, sıraya gireceksin, bekleyeceksin. biletin var ama yinede sıradasın. Biz Türkler ne sabırsızmışız.

Wednesday, April 22, 2009

Drum queen

Oyun konsollarına çıkan müzik temalı oyunlar 2 senedir piyasada ses getiriyor. bunların bir farklı türü olan Drum King de usta bir baterist olmaya çalışıyorsunuz. Wii için çıkan bu oyunda elinizdeki wii remote ve nunchuk ile, diğer müzik oyunlarında oldugu gibi, gelen notalara dogru zamanda vurarak parçalara eşlik ediyorsunuz. air drumming de denen bu olay, zorluk seviyesini artırdıkça daha fazla tuşun ve vuruşun devreye girmesiyle, sıkı bir antremana dönüşebiliyor. video da ki arkadaş, ilk denemesinde gözükmektedir..


Tower Bridge

nehrin iki yakasını birleştiren köprülerden biri olan tower bridge, akşamları ışıklandırılmasıyla beraber thames nehri üzerinde endamıyla yükseliyor.

Monday, April 20, 2009

uzun uzun çıkacaksın...

derler ya,

uzun uzun çıkacaksın... yavaşça döneceksin ve.....

treni kaçırmışsın:)))


Londrada bir cumartesi


Wembley stadyum'u yada Arena...

ingilterein en eski kupası olan FA Cup yarıfinal ve final maçları tek maç üzerinden Wembley arena da yapılıyor. Bu sene Arsenal- Chelsea ve Man UTD- Everton yarıfinalde mücadele ettiler.

Wembley arenaya giriş ve çıkışlar sizin yürüme hızınıza bağlı olarakdan 10dk kadar sürüyor. Bunun içinde barda kaybettiğiniz sürede dahil. ancak büyük maçlarda çıkışda stad dışında metro duraklarında kalabalık ve izdaham olmasın diye, izleyciler kontrollü bir şekilde metro istasyonuna alınıyor. bu sırada her 2 takımın taraftarıda yan yana trene şarkılar söyleyerek gidiyor. polislerin heryerde olmasından dolayı, taraflar birbirlerine karşı fiili bir müdahalede bulunmuyorlar..

deneyimin yaşanması gerektiği bir stad....