Sunday, May 17, 2009

antalya gün 2..



birgün öncenin balıklarını sindirip, antalya kanallarına geri yolaldıktan sonra. cumartesinin programını başlattık. aile ziayeretleri, plan program derken kemer yönüne doğru yola koyulduk.

hedef: olympos ve karaöz. mola: ulupınar

4 kişi bir arabada, muhabbet şahane.. istanbuldan katılacak ekip, yol boyunca canlı bağlantıyla tarif almakta.. (zor iş sıcakta, minibüs insan vs..)

Adrasanda reggea festivali varmış. bakarmıyız bilemedik.

ulupınara varana kadar bir jandarma kontrolü. Hepimiz sağlamız. Saygılarla, komutanlardan ayrılıp yola devam..


ulupınar: derenin hızla aktığı, ağaçlar altında yer sofralarının kurulu olduğu doğal ortam. alabalık ve et çeşitleri.. alkollü, alkolsüz içecekler.. tur grupları, çiftler ve tatilciler.. bıldırcın, kuzu tandır, alabalık ve pirzola ana siparişler, meze ve çoban salata. muhabbet şahane, kahkalar ve hatta futbol muhabbetlerinde canladırmaya kadar varan hareketli dakikalar. üstüne çaylar. yollcular hazır.. dere kenarında ve hatta üstünde oturmak, tuvaleti hızlandırıyor:)




adrasana doğru yola devam ederken, bir jandarma kontrolünden daha geçip, istanbuldan katılanlarla buluşma noktasını belirledik. grubumuz buluşma sonrası, hasret gidermek için en yakın gözlemecide - tabiki yemek lazım- toplanıldı.


denize girenler, kıyafetlerini değiştirenler, muhabbete dalanlar.. akşam nerede ne yapılacak kim nerede kalacak derken, ver elini olympos.


mekan woodpecker, çok güzel, mezeler harika, müzik tam bizlik.. ağaçlar ve sedirler. olympos taki mekanların klasiği, ortada ateş ve muhabbet. danslar, muhabbet ve gülüşmeler. finalde kokoreç, en sonunda da karaöz deyiz.. erken yattım, sabah iş başlıyor. ama ayrılmadanda karaözden hatıra olsun diye, 1-2 karede telefonuma kaydettikten sonra, antalyaya dönüş. Hillside su otel, Alev lenz konseri için hazırlık zamanı...

No comments:

Post a Comment

yaz ki okuyalım, bilelim, düzeltelim..